İfade Verirken Nelere Dikkat Edilmelidir?

İfade verme, bir suçlamanın ya da soruşturmanın parçası olarak şüpheli, sanık ya da diğer tanıkların bilgilerini toplamak amacıyla yapılan bir süreçtir. Bu süreç, ceza muhakemesi sırasında çok kritik öneme sahiptir. İfade verirken dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. İşte ifade verme sürecinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlar ve sıkça sorulan bazı sorularla birlikte detaylı yanıtlar.

İfade alma/verme nedir? İfade ve Sorgu arasındaki fark nedir?

İfade alma, bir şüphelinin ya da tanığın, kolluk görevlileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından alınan beyanıdır. Bu işlem, soruşturma kapsamında suçla ilgili bilgi edinmek amacıyla gerçekleştirilir. İfade verme işlemi, şüphelinin kimliğinin tespit edilmesinin ardından başlar ve şüphelinin suçlamaların ne olduğunu bilmesi sağlanır. Böylelikle ifade, bir kişinin ceza soruşturmasını ve davayı etkileyen ilk aşamalardandır.

Sorgu ise, mahkeme tarafından şüphelinin ya da sanığın dinlenmesi anlamına gelir. Bu işlem, ceza yargılaması sürecinin bir parçası olup, genellikle sorgularda hâkim veya mahkeme yetkilidir. İfade alma ile sorgu arasındaki temel fark, yetkili makamların kim olduğudur; ifade alma kolluk görevlileri veya savcılara, sorgu ise mutlaka bir hâkim veya mahkeme tarafından gerçekleştirilir.

İfadenin alınması, soruşturmanın seyrini etkileyebileceğinden oldukça önemlidir. Bu nedenle her iki süreçte de tarafların haklarının gözetilmesi, ifade alma ya da sorgunun hukuka uygun yürütülmesi son derece gereklidir. İfadenin alınması aynı zamanda mahkemece değerlendirilmesi gereken delillerin toplanmasını sağlar.

Karakol İfade Vermeye Ne Zaman Çağırır?

Karakol, şüphelinin ifadesini almak için çeşitli yöntemler kullanarak çağrı yapabilir. Bir ceza soruşturması kapsamında kişinin ifadesinin alınmasına karar verildiğinde, savcılık, kolluğa talimat vererek şahsın karakolda ifadesinin alınmasını ister ya da bizzat ifade alabilir. Savcılığın kararı sonucunda, şahıs karakola çağrılır. Kolluk görevlileri, aldıkları talimatı göz önünde bulundurularak, dosyanın durumu ve olayın aciliyeti doğrultusunda şahsı ifadeye çağırırlar.

Genel olarak, karakolda ifade almak için ilk çağrılar savcılığın talimatıyla yaklaşık 7-10 gün içinde gerçekleştirilir. Ancak bir somut olayın özelliklerine bağlı olarak, ilgili kişinin gözaltına alınması durumları da söz konusu olabilir. Kolluk görevlileri çağrı yaparken şahsın hangi suçlama ile ifadesine başvurulacağına dair bilgi vermekle yükümlüdür.

Polis İfade Vermem İçin Aradı Ne Yapmalıyım?

Polis, şahsı ifadeye çağırdığı zaman, bu durum genellikle bir suçla ilgili soruşturma sürecini işaret eder. Burada, şahsın şüpheli, şikayetçi ya da tanık olabileceği gibi bilgisi olan bir kişi de olabileceği unutulmamalıdır. Eğer bir kişi, kendisine yöneltilen suçlamalarla ilgili bir belirsizlik yaşıyorsa, öncelikle hakkındaki suç isnadını öğrenmelidir. İfadesini vermeden önce gerekli olan hukuki destek için bir avukatla irtibata geçmesi kritik öneme sahiptir.

Kolluk görevlileri ile iletişim kurarak, ifadesine başvurulmak istenilen dosya hakkında bilgi edinebilir. Ardından belirlenen gün ve saatte, gerekirse bir avukatla, ya da kendi başına ilgili Polis Merkezi Amirliğine giderek ifadesini vermesi gerekmektedir.

İfade Vermeye Gitmezsem Ne Olur?

İfadesine gitmeyen bir kişinin durumu hukuki sonuçlar doğurabilir. İfadesi alınacak olan birey, belirli bir süre içerisinde polis ya da savcılığa başvurarak ifade vermesi gerektiği yönünde bir çağrı alır. Bu durumda, şahsın ifadesine gitmemesi, onun aleyhine yasal işlemler başlatılmasına yol açabilir. CMK 145. madde gereğince, şahıs davetiye ile çağrılır; gelmemesi durumunda zorla getirilmesi yönünde işlem yapılır.

Eğer sorun aşılır ve yine de kişi gitmezse, hakkında yakalama kararı verilmesinin de yolu açılır. Kolluk, şahsı zorla getirmek için gerekli tedbirleri alabilir. Şahıs, çağrılara uzun süre uymadığı durumlarda bu uygulamalar doğrudan cezai sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle, şüpheli durumuna düşmemek adına, çağrıya zamanında cevap vermek ve ifade sürecine katılmak son derece önemlidir.

İfade Verirken Bana Ne Sorulacak?

İfade verme sürecinde sorular, genellikle suçla ilgili konularda ve dosya kapsamındaki bilgilere odaklanmaktadır. Eğer şahsın ifadesi alınıyorsa, suçlamayla ilgili soruların gündeme geleceği beklenmelidir. Bunun yanı sıra, kişisel bilgileri, kimlik bilgileri ve sosyoekonomik durumuyla ilgili birtakım sorular da yöneltilebilir. Ancak, şahsın ifadesinin veya sorgusunun içeriği dışında bir soru için sorgulama yapılması mümkün değildir.

İfade alma aşamasında, şüpheli veya sanıktan anlaşılması gereken suallerin yanı sıra, ifade verirken kademe kademe ilerlemek, bireyin durumu hakkında net bilgiye ulaşmakla birlikte kendisine yöneltilen maddi sorunların belirlenmesine de olanak tanır. Şahıs, bu süreçte kendisine yöneltilen sorulara net yanıtlar vermelidir. Anlamadığı bir konu hakkında “bilmiyorum” demesi daha iyi bir yaklaşım olacaktır.

Savcılıkta veya Karakolda İfade Verirken Nelere Dikkat Etmeliyim?

Karakolda ya da savcılıkta ifade verirken, şahısların dikkat etmesi gereken önemli hususlar vardır. İfade süreci, ceza yargılaması kapsamında önemli bir yer tutar. Bu nedenle ifade verirken, aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:

  1. Haklarınızı Bilin: İfade verirken hakkınızda yöneltilen suçlamaların ne olduğunu anlayarak buna göre savunma yapmalısınız. Bunun için ifade vermeden önce yasal hakkınız olan ‘savunma hakkı’ ve avukata erişim hakkınızı bilmelisiniz.
  2. Susma Hakkı: Şayet suçlamaları anlamakta zorlanıyorsanız veya cevap vermek istemiyorsanız, susma hakkınız olduğunu unutmayın. Bu durumda, ifadeniz aleyhinize kullanılmayacaktır.
  3. Belirsizlikleri Açıklayın: İfadenin kayda geçmesi sürecinde, çelişkili durumda kalmamak adına kesin ve net bilgiler verin. Herhangi bir belirsizlik varsa, bunu belirtin.
  4. Avukatla Temas Kurun: Gerek duyduğunuzda, yasal destek almak için bir avukat bulundurun. Avukat, sürecin gerektirdiği her aşamada yanınızda olmalı ve haklarınızın korunmasına yardımcı olmalıdır.
  5. Yasal Çerçevede İlerleyin: Süreçte herhangi bir hukuka aykırı durum yaşamanız halinde bu durumu anlık olarak rapor edin ve bunun kayda geçmesini sağlayın. İfadenizin alınma koşullarını dikkatlice gözlemleyin.

Bu tür dikkat etme hususları, hem şahsınızın haklarını koruyacak hem de sürecin daha sağlıklı bir biçimde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.

“Şüpheli veya sanık, müdafi seçebilecek durumda olmadığını beyan ederse, istemi halinde bir müdafi görevlendirilir.”

CMK’nın 150. maddesi gereğince, şüpheli veya sanık, kendisine bir müdafi seçme hakkına sahiptir. Eğer kişi, bu noktada müdafisini seçmeye uygun değilse, yasal sürecin işleyişi doğrultusunda istemsi ile bir müdafi görevlendirilmesi sağlanır. Bu durum, özellikle çocuklar ya da kendisini savunamayacak durumda olan bireyler için geçerli bir süreçtir.

Eğer kişi 18 yaşından küçükse, kendisini yeterince ifade edemeyecek durumda ya da akıl sağlığı yeterince etkilenmemişse, müdafi atanması zorunludur. Bunun yanı sıra, alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hakkındaki soruşturmalarda da benzer bir zorunluluk vardır. Bu durumların tespit edilmesi halinde, avukatların bulunması, hakkın korunabilmesi için esastır.

Kısacası, kendisini yeterince savunamayacak durumda olduğunu beyan eden bir kişi, dahi suçlamaların bir aşamasında hakları çerçevesinde müdafiinin bulunmasını isteyebilir. Bu da, sürecin devamında bireyin yeterli savunma düzeyine ulaşmasına yardımcı olur ve hukukun sağlıklı bir biçimde işlemesi için gereken bir durumdur.

Karakolda İfade Nasıl Alınır?

Karakolda ifade alınırken uyulması gereken belli başlı hususlar bulunmaktadır. İfade sürecinin düzgün ve geçerli bir biçimde ilerlemesi için belirlenen adımlar aşağıda sıralanmıştır:

  1. Kimlik Tespiti: İfade veya sorguda öncelikle şüpheli ya da sanığın kimliği belirlenmeli ve kimlik bilgileri doğru olarak kaydedilmelidir.
  2. Suç İsnadının Anlatılması: Şahıs, kendisine yöneltilen suçlamaların neler olduğunu detaylı bir biçimde öğrenmelidir. Kendisine isnat edilen suç, anlaması için net bir şekilde aktarılmalı ve bu konuda tüm ayrıntılar açıklanmalıdır.
  3. Müdafi Hakkının Hatırlatılması: Avukattan hukuki yardım alma hakkının bulunup bulunmadığı açıklanmalı ve eğer bir avukat gerekirse baro tarafından görevlendirileceği belirtilmelidir.
  4. Susma Hakkının Bilgisi: Şahıs, kendisine yöneltilen suç hakkında açıklamada bulunmadığı takdirde, bunun yasal bir hakkı olduğunu öğrenmelidir.
  5. Delil Toplama Hakkı: Kendisini ilgilendiren delillerin toplanmasını isteme hakkı olduğunu bilmeli ve böyle bir talepte bulunmalıdır.
  6. Kişisel ve Ekonomik Durumu: Kişisel verilere ilişkin bilgilerin alınması gerekmekte, tüm bilgilerin kaydedilmesi şarttır.
  7. Teknik Kaydetme Yöntemleri: İfadenin kaydı süreçlerinde, teknik imkanların kullanılması, işlemlerin daha sağlıklı kaydedilmesine olanak tanır.
  8. Süreç Tekrarı: İfadenin ardından şahıs, beyanlarının tekrar ettiğini, eksik kalan noktaları tamamlamak açısından yeniden bir kayda girmesinde ayrıca talepte bulunabilir.

Bu adımlar, karakolda yapılacak olan ifadenin geçerliliğini artırır ve hukuki süreçte şahıs ile birlikte adli mercilere daha sağlıklı bir veri sunar.

İfade Alma ve Sorguda Yasal Usuller Nelerdir?

İfade alma ve sorgulama işlemleri sırasında yasaların çizdiği çerçeve önemlidir. “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu” gereğince, ifadenin özgür iradeye dayanması en temel ilkedir. Yasalar, ifade alma ya da sorgu işlemleri sırasında kötü muamele, tehdit veya cebir gibi zorlayıcı unsurları en sert biçimde yasaklamaktadır.

Yasak usullere dair başlıca maddeler şunlardır:

  1. Kötü Davranma: Kişinin ruhsal veya bedensel sağlığına zarar verecek davranışlarda bulunmak kabul edilemez. Örneğin, yetersiz beslenme veya fiziksel şiddet gibi durumlar yasaktır.
  2. İşkence: Sistematik ve uzun süreli uygulanan kötü muamele işkence olarak tanımlanır.
  3. İlaç Verme: İfade alınırken şüpheli ya da sanığa doğrudan etkileyen ilaçlar vermek de yasaklar kapsamındadır.
  4. Yorma: Bedensel yorgunluk yaratacak şekilde uzun bir süre uygulamak yasaktır.
  5. Aldatma: Şahsa cezasının düşeceği gibi vaatlerde bulunarak aldatılmak yasal bir ihlaldir.

Yukarıda belirtilen maddelere uygun olarak, doğru yöntemlerle ifade alma ve sorgu işlemlerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, elde edilen ifadeler hukuksuz olup delil olarak değerlendirilemez ve süreç içerisinde geçersiz sayılmaları söz konusu olabilir.

Şüpheli veya Sanık Olarak İfade Vermek Adli Sicile İşler Mi?

Adli sicil kaydı, ceza uygulamaları açısından oldukça önemlidir ve yalnızca kesinleşmiş mahkumiyet kararlarının kaydedildiği bir sistemdir. Şahıs, bir soruşturma veya kovuşturma bağlamında sadece ifade verdiği gerekçesiyle adli sicil kaydına işlenmez. Yalnızca kesinleşmiş mahkumiyet kararı, adli sicil kaydının bir parçasıdır.

Buna göre, bir kişi, şüpheli veya sanık olarak ifade verdiyse ve bu aşama sonunda bir cezaya çarptırılırsa, o durumda adli sicil kaydına ilgili cezanın kaydedilecektir. Ancak yalnızca tanık, müşteki ya da bilgi sahibi olarak ifade vermek adli sicil kaydına işlenmez.

Bu hususları iyi anlamak, adli düzlemde kişinin haklarını bilmesini sağlamak için son derece önemlidir. Adli sicil kaydının işleyişi, bireylerin sosyal yaşamları için kritik önem taşır. Bu nedenle, ifade verme süreçleriyle ilgili detayların bilinmesi ve incelenmesi önemlidir.

İfadem Alındıktan Sonra Ne Zaman Mahkeme Olacak?

Özellikle soruşturmanın ardından ifade veren şahıslar için merak edilen konulardan biri de, ifadenin alınmasının akabinde ne zaman mahkeme aşamasının başlayacağıdır. İlk olarak, ifadenin alınmasının ardından, dosya içindeki bilgiler toplanır ve buna göre savcılık tarafından iddianame düzenlenir.

Eğer kişi gözaltına alınmadıysa ve serbest bırakıldıysa, iddianamenin düzenlenmesi genel olarak altı ay içinde tamamlanmaktadır. Ancak somut olayın karmaşıklığına ve delillerin niteliğine bağlı olarak bu süre uzayabilir.

Kısaca, ifade alındıktan sonra, zaman alanı dolayısıyla kesin bir tarih vermek mümkün olmasa da tahminen altı ay içinde mahkemeye çıkma durumu olabilmektedir. Elbette, konuya dair değişkenlik gösteren durumlar olduğu ve hukuki sürelerin bu bağlamda genişletilmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Karakolda Verilen İfade Geçerli Midir?

Bir karakolda alınan ifadenin geçerliliği, söz konusu sürecin hukukilik boyutuyla yakından ilgilidir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 148. maddesi gereğince, “müdafi hazır bulunmaksızın kollukça alınan ifade, hâkim veya mahkeme huzurunda şüpheli ya da sanık tarafından doğrulanmadıkça hükme esas alınamaz.” Bu da, eğer avukat bulunmadan bir ifade alındıysa, bunun geçerliliği sorgulanabilir.

Eğer ifadenin alınmasında bir hukuka aykırlık yoksa, yani şüpheli kendisine yönelik verilen hakların farkında ise ve ifadesinde herhangi bir tereddüt yaşamıyorsa, bu ifade geçerli kabul edilir. Ancak karşılıklı olarak avukatın kimseye erişim izni olmaksızın ifadede bulunulmuşsa, bu durum ifade edilen bilgilere dayalı olarak geçersizliğe yol açar.

Bu yüzden, ifade verme işleminde avukat bulundurulmasının önemi büyüktür. İfadenin verilmesinde talep edilen yasa dışı hususlar veya birey tarafından yetersiz bir gözlemle ifade vermek, şahsı ileride yasal zorluklarla karşı karşıya bırakma tehlikesini yaratmaktadır.

Karakolda Verilen İfade Değiştirilebilir Mi?

Karakolda alınan bir ifadenin değiştirilmesi, yasal çerçeveler dâhilindeki haklar arasında yer almaktadır. Şayet birey, karakolda verdiği ifadesinde yanlışlıklar tespit ederse, bunun mahkemede değiştirilmesi mümkündür.

Lakin burada, şahsın beyanlarının mahkemece ne kadar dikkate alınacağı önem arz eder. Dolayısıyla düşünülmeden değiştirilmiş ifadelerin, mahkemeye sunduğu olumsuz etkiler ve izler söz konusu olabilir. Mahkemede kişinin durumu iyi bir biçimde değerlendirilmeli, somut delillerle bu tür bir değişimin daha uygun hale getirilmesini sağlamak açısından dikkat edilmelidir.

Değişiklik yapmak, elbette yeni bilgilerin ortaya çıkması ya da gerekliyse, zaman içerisinde yapılacak işlemlere uygun olarak mümkündür. Ancak değişimin anlamlı ve gerçeklikle örtüşmesi için mahkeme tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bilgi Sahibi Olarak İfade Vermek Nedir?

Ceza muhakemesi kapsamında, bilgi sahibi olarak verilen ifadeler, bireyin olay hakkında bilgi edinmiş olduğu ve bu doğrultuda beyan vermesi anlamına gelir. Bu tür beyanlar, genellikle tanık sıfatını taşımaktadır. Ancak, bilgi sahibi olarak dinlenen bireylerin beyanlarının mahkeme aşamasında delil olarak değerlendirilemeyeceği unutulmamalıdır.

Bilgi sahibi kişiler, yasal süreçte tanık olarak sağlanacak şekilde yeniden dinlenebilirler. Ancak, bu bilgilerin mahkemece kabul edilip edilmeyeceği, duruma bağlı olan pek çok kritik faktöre göre değişiklik gösterebilir.

Bireyin beyanı ve mahkemede tanık olarak dinlenmesi arasındaki süreç de dikkatle yürütülmelidir; kişilerin ifadeleri delil olarak kullanılamaz iken, daha sonra tanık olarak dinlenmesi süreci yasal olarak geçerli hale gelecektir.

İfade Alınırken Avukat Zorunlu Mu?

İfade alınırken bazı hallerde müdafinin (avukat) bulunması zorunludur. CMK’nın 150. maddesi gereğince, şüpheli ya da sanığın kendisinin seçme hakkı bulunmasına rağmen, durumun böyle olmadığı beyan edilirse; zorunlu müdafi verilmesi hemen uygulanmaktadır. Bu tür bir zorunluluk, çocuklar ya da kendisini savunamayacak durumda olan bireyler için geçerli bir süreçtir.

18 yaşından küçük bir kişi ya da kendisini yeterince ifade edemeyecek durumda olan malul ya da sağır dilsiz bir birey için otomatik olarak avukat atanması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, altında beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hakkındaki soruşturmalarda da benzer bir zorunluluk vardır. Bu durumların tespit edilmesi halinde, avukatların bulunması, hakkın korunabilmesi için esastır.

Bu nedenle, yasal sürecin korunması ve bireylerin hakları açısından avukat temin edilmesi, hem kamusal yükümlülük getirmez hem de güvenli ve sağlam bir oluşum içinde gelişmeyi sağlar.

İfade Vermekten Kaçınma Halinde Ne Olur?

İfade vermekten kaçınmak, bir kişinin ifadesini vermemesi anlamına gelir, ancak bu durumun getirdiği ağır sonuçlar vardır. İfade verme çağrısına cevap vermemek, hakkınızda zorla getirme kararı çıkarılmasına yol açabilir. CMK’nın 145. maddesi gereğince şahıs, davetiye ile çağrılır; gelmemesi durumunda zorla getirilmesi yönünde işlem yapılır.

Eğer kişi ifade vermeye gitmezse, olayın özellikleri bağlı olup gerekirse yakalama için karara bağlanabilir. İfade vermek, hukuk sistemi içerisinde bireylere tanınan bir haktır. Ancak ifadenin verilmemesi, cezai yükümlülüğe tabi durumu artırma potansiyeli taşımaktadır.

Zorla getirme kararında; kişiye öncelikle çağrıldığı müddet içinde uymamanın sonuçları bildirilmiş olmalıdır. İfade vermemek, bireyin davaya etki eden durumu itibarıyla olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Talimatla İfade Alma Nedir?

Talimatla ifade alma, ceza yargılama sürecinde şüphelinin bulunduğu yerin ceza dosyasının bulunduğu yerin görev alanı dışında olması durumunda kullanılan bir yöntemdir. Savcılık, belirlenen soruşturma dosyasını takip ederek, ifadesinin alınmasını isteyebilir.

Bu süreç, şahsın başka bir şehirde bulunması durumunda, ifadesinin bulunması ve beyanının safahatına katkı için gereklidir. Bunun için; ilgili Cumhuriyet savcılığı, kişinin bulunduğu ilin Başsavcılığına yazı düzenleyerek ifadesinin alınmasını isteyebilir.

Talimatla ifade alma, işlemlerin yasal çerçevede ilerlemesini sağlar. Bireyin haklarının gözetilmesi için, talimat üzerine şahsın konuya bağlı olarak ifadelerinin dinlenmesi önemlidir.

İfade Sırasında Avukat Ne Yapar?

İfade sırasında avukatın görevi; ifadesi alınan kişinin haklarının korunmasını sağlamak ve herhangi bir hukuka aykırılığa maruz kalmasını önlemektir. Bu noktada avukat, mahkemeye hazırlık sürecini yönetmeli ve ifade verme sürecinin her aşamasında şahsın yanında bulunmalıdır.

Avukatın yapması gereken başlıca işler:

  1. Savunma Hakkını Sağlamak: İfadesini vermek üzere çağırılan şahsın yasal haklarının korunması ve ifade süreçlerinin güçlendirilmesi için destek sunmak.
  2. İlgili İnsanları Uyarma: Avukat, polis memurlarına geçersiz ya da yetkisiz sorular sorulmaması gerektiği konusunda uyarmalı ve bu tür bir durumda gerekli hukuksal belgelere dikkat çekmelidir.
  3. Kayıtların Yönetimi: İfadenin tutanağa geçirilmesi aşamasında, avukat mutlaka dikkat etmeli ve bu tutanağın içeriğinin şahıs tarafından incelenmesinin sağlanmasını gözetmelidir.
  4. Şeytanının Savunması: İfade sürecinde beyanların kişisel olarak ve etkide bulunmayan herhangi bir duruma neden olmaması için avukat, sürecin tüm parçalarına yönelik izlemesini sağlamalıdır.

Bu tür atılımlar, mahkemeye sunulan delillerin net bir biçimde sunulmasına katkı sağlar ve sürecin daha düzgün bir biçimde ilerlemesine olanak tanır.

Karakol İfadesi Yazılı Olarak Verilebilir Mi?

Karakolda ifade verme süreci, esasen sözlü olarak gerçekleştirilmesi gereken bir uygulamadır. İfadeler, bilginin edinilmesi ve ifadenin doğru aktarılması adına sözlü ve karşılıklı olarak yapılmalıdır. Yazılı ifadelerin alınması, hukuki sistemin işleyişi açısından sorun oluşturan bir durumdur.

Bu nedenle, ifade verme sürecinde gerekirse, sözlü olarak dillendirilen her bilgi yalnızca sözlü ifade ile aktarılmalıdır. İfadenin yazılı alınması, uygulamada ifade kurumunun verimliliğini kaybettirebilir ve hukukun uygulamada geçerli olmasına engel teşkil edebilir.

Hakim Karşısında Nasıl İfade Verilir?

Mahkeme, müsamaha gösteren bir ortamda, ifadenizi alacaktır. Bu noktada, panik yapmadan sakinlikle olayı izlemek ve hakim karşısında sağlıklı bir iletişim sağlamak gereklidir. Mahkemelerde sorgulama, yukarıda belirtilen hususların dikkate alındığı bir süreçtir ve mahkemece yöneltilecek soruları anladığınızdan emin olmalısınız.

  1. Açık ve Net Cevaplar: Sorular titizlikle anlaşılmalı ve açık bir biçimde cevaplanmalıdır. Bilmediğiniz bir durum ile ilgili konuşmamayı önemseyin.
  2. Belirsizlik Yaşanması: İfadeniz sırasında belirsizlik yaşadığınız durumlar doğduğunda, bunu açık bir dille belirtmek, olumsuz sonuçları önlemenize yardımcı olur.
  3. Ceza Davası ile İlgili Olmayan Konularda Yanıt Vermemek: Eğer size yöneltilecek soru, işle ilgili değilse, bu hususta cevap vermemek en doğru seçim olacaktır.

İfade verirken, tüm bu hususları göz önünde bulundurmak, mahkeme karşısında karşılaşacağınız olumsuz etkileri önlemek açısından gereklidir. Aksi durumda, yanlış anlamalar veya hatalı ifadelerle sorun yaşama olasılığınız artar.

Mahkemede İfade Değiştirmek Suç Mu?

Mahkemeden önce verilen bir ifadenin değiştirilmesi, temel olarak bir suç teşkil etmez; fakat bunun arka planında yatan unsurlar önemlidir. Kişinin karakolda verdiği ilk ifadesinde doğrusal ya da yanlışlıklar tespit etmesi halinde, bunun mahkemede değiştirilmesi mümkündür.

Lakin burada, şahsın beyanlarının mahkemece ne kadar dikkate alınacağı önem arz eder. Dolayısıyla düşünülmeden değiştirilmiş ifadelerin, mahkemeye sunduğu olumsuz etkiler ve izler söz konusu olabilir. Mahkemede kişinin durumu iyi bir biçimde değerlendirilmeli, somut delillerle bu tür bir değişimin daha uygun hale getirilmesini sağlamak açısından dikkat edilmelidir.

Değişiklik yapmak, elbette yeni bilgilerin ortaya çıkması ya da değişimin gerekliliği durumunda mümkündür. Ancak değişikliğin anlamlı ve gerçeklikle örtüşmesi için, mahkeme tarafından değerlendirilmesi şarttır.

İfade Vermek Polisliğe Engel Mi?

İfade vermek, hiçbir şekilde polisliği etkileyen ya da engelleyen bir durum olarak kabul edilmez. İfade verme süreci, bireylerin bilgi edinmeleri ve üzerlerindeki iddialara açıklık getirmeleri amacıyla yapılır. Dolayısıyla ifade vermek, yasal tanımlara tabidir ve bunun dışında zaman diliminde farklı yöneltiler aşikar hale gelebilir.

Bu nedenle, ifade vermek kesin olarak polislik işlemlerinin zedelenmesinde engel teşkil etmez; aksine, her bireyin adli sürece katılımı ve yasal süreçlerin köksüzlüğü açısından önemli bir yer tutar. İfade vermek, bireylerin yasal haklarını kullanmasına olanak sağlayabilir. Sonuç olarak, bireylerin ifade verme süreçleri, hukuk sisteminin sağlıklı çalışmasını temin etmek ve adaletin yerini bulması açısından büyük önem taşır.

Gizlilik

Avukatlık mesleğinin en önemli etik ilkelerinden biri gizlilik olup, hukuk büromuz; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile belirlenen gizlilik ve sır saklama ilkesini büyük bir özen ve hassasiyet göstererek uygulamaktadır. Bununla beraber ofisimiz, müvekkillere ait bilgi, belge ve verileri sır tutma yükümlülüğü ve veri sorumluluğu kapsamında gizli tutmakta, üçüncü kişilerle ve kurumlarla hiçbir durumda ve hiçbir şekilde paylaşmamaktadır. Bu bağlamda ofisimiz, dava dosyaları ile ilgili sır saklama yükümlülüğüne uyulacağını yazılı olarak da ilke edinmiştir.

İletişim

Randevu almak için, çalışma saatleri içerisinde aşağıdaki telefon numaralarından veya e-posta adreslerinden bize ulaşabilirsiniz.

Çalışma SaatlerimizGünlerSaatler
Hafta İçiPazartesi – Cuma09:00 – 18:00
CumartesiCumartesi10:00 – 18:00

 

İletişim Bilgileri
📞 Telefon+90 312 870 12 45
✉️ E-postanasuhbugra@karadag.av.tr
Memnuniyet
Content Protection by DMCA.com

Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir