KURUCUMUZUN HİKAYESİ
1994 yılında, memur bir anne ve öğretmen bir babanın ilk erkek çocuğu olarak dünyaya geldim. Ailem, eğitimime her zaman büyük bir önem verdi. Annem, hukuk alanında kariyer yapmamı istemesine rağmen, ben halkla ilişkiler okumak istiyordum. Ancak, onun bana verdiği destek ve cesaret, hukuka yönelmeme yardımcı oldu. Hukuk eğitimim, hayatımın en zorlu dönemlerinden biriydi. Üniversite yıllarımda, özellikle ceza hukuku ve sözleşmeler hukuku derslerinde başarılı oldum. Ancak bilişim hukuku ve fikri mülkiyet hukuku gibi konulara da ilgi duymaya başladım. Bu dersler, hem akademik hem de kişisel olarak gelişimime katkı sağladı. Ankara’ya staj yapmak için geldiğimde, sıfırdan bir çevre oluşturarak avukatlık hedefime ulaşmak için çabaladım.
Zorluklarla dolu bu yolculukta, hukuki makaleler yazarak kendimi geliştirdim ve 700’ün üzerinde özgün yazı kaleme aldım. Bu süreçte, meslektaşlarımdan sıyrılmamı ve bilgi paylaşımımın artmasını sağladı. 2020 yılında kurduğum Karadağ Avukatlık Ofisi, hukukun dijitalleşme sürecine katkıda bulunma hedefimin bir yansımasıdır. Adli bilişim alanında uzmanlaşarak, yeni teknolojilerin hukuk sistemleri üzerindeki etkilerini araştırıyorum. Kitabım “Dijitalleşme Çağında Hukuk: Yeni Teknolojilerin Hukuk Sistemlerine Etkileri”, hukuk ve teknoloji arasındaki ilişkiyi ele alırken, suçluların tespit süreçlerindeki zorluklara dikkat çekiyor. Gelecek hedefim ise adli bilimler alanında yüksek eğitim alarak tanınan bir uzman olmaktır. Bu alanda yenilikçi yaklaşımlarla hukuk sistemine katkıda bulunmayı ve adaletin daha ulaşılabilir hale gelmesine yardımcı olmayı amaçlıyorum.
Günlerim, üç ekranın parlak ışığında, günde 12 saat boyunca süren bir çalışma serüvenine dönüşmüş durumda. Bu uzun saatler, bazen zihnimi yorsa da, her anı bana yeni bir şeyler öğretmekte. “Başarı, her gün yaptığımız küçük adımlarla gelir,” derler; ben de bu sözün ışığında, sabırla ve azimle çalışmaya devam ediyorum. Zaman zaman, “Hayatta kalmak için değil, yaşamak için çalışmalıyız,” düşüncesi aklımda yankılanıyor. Gördüğüm her yeni bilgi ve deneyim, beni daha ileriye taşımak için bir fırsat. “Zihnimizi açmak, en büyük zenginliğimizdir,” derim ve bu nedenle, ekranın karşısındaki her dakika, beni hedeflerime bir adım daha yaklaştırıyor.
Kendimi her gün geliştirmek için harcadığım çabaların, gelecekteki başarılarıma ışık tutacağını biliyorum. “Geleceği inşa edenler, bugünkü çabalarla şekillenir.” İşte bu yüzden, bu yoğun günlerimde, her zorluğun arkasında bir fırsat olduğunu unutmadan, azimle ilerlemeye devam ediyorum. Son olarak bana ayrılan bu bölümde şunu da eklemek isterim ki, halen öğretmenlik yapan babam, elinden geldiğince başka bir şehirden ofisime uğrayarak, ufak bir LED ampül arızasında bile tonavida setiyle benim yorulmamam için tamir etmiş birisidir. Onun özverisi bana büyük bir güç ve ilham kaynağı oldu. Bu nedenle, onun her fedakarlığı için minnettarım. Başarılarıma ulaşmamda onun emeği ve sevgisi her zaman yanımda olacak. Teşekkürler, baba!